Yasak Zevklerin Uyanışı
Ben 48, eşim ise 36 yaşında. Evliliğimiz 15 yılı devirmişti ve zamanla seks hayatımız bir rutine oturmuştu. Birbirimize olan sevgimiz hâlâ yerindeydi, ama o ilk yıllardaki tutku, yerini monoton bir yaşama bırakmıştı. Eşim, her zaman mütevazı giyinen, vücut hatlarını fazla belli etmeyen kıyafetler tercih eden bir kadındı. Ama ne yalan söyleyeyim, o dolgun kalçaları her zaman başımı döndürürdü. Yine de, son yıllarda bu ateş sönmüş gibiydi. Ta ki o unutulmaz otobüs yolculuğuna kadar.
Her şey, bir sabah işe giderken bindiğim kalabalık bir otobüste başladı. Orta kapıdan zar zor kendimi içeri atmıştım. Önümde duran bir kadın, arkasında ona sürtünen genç bir adamın hareketlerini fark ettim. Kadının yüz ifadesi, utanç ve zevk arasında gidip geliyordu. Bu sahne beni o kadar etkiledi ki, eve giderken aklım hâlâ oradaydı. Vücudumda hissettiğim o ani ateş, uzun zamandır unuttuğum bir histi. Eve vardığımda, eşimi yatak odasına çektim ve yıllardır yaşamadığımız kadar tutkulu bir seks yaptık. Eşim, bu ani değişime şaşırmıştı. “Ne oldu sana böyle?” diye sordu, gülerek. Ona otobüste gördüğüm olayı anlattım. Önce “Sapıklar işte!” diyerek geçiştirdi. Ama sonra, içimden gelen bir cesaretle, “Keşke sen de böyle bir şey yaşasan, nasıl hissederdin acaba?” dedim.
Eşim önce şok oldu. “Sen manyak mısın?” dedi, kahkaha atarak. Ama gözlerinde bir merak kıvılcımı gördüm. Ona, sadece bir kez denemesini önerdim. “Eğer rahatsız olursan, hemen ineriz,” dedim. Uzun bir tartışmadan sonra, isteksizce de olsa kabul etti. Planı yaptık: Bir sabah, kalabalık bir otobüse binecektik, birbirimizi tanımıyor gibi davranacaktık ve eğer kendini çok rahatsız hissederse, bana bir işaret verecekti.
Ertesi sabah, eşim her zamanki mütevazı tarzından biraz sıyrılarak bol ama ince bir etek giydi. Eteğin altına, kalçalarını hafifçe saran bir iç çamaşırı seçmişti. Onun bu hali bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Sabahın erken saatleriydi ve otobüsler her zamanki gibi tıklım tıklımdı. Orta kapıdan zar zor bindik. Eşim, kapının yakınında dururken yüzü bana dönük bir pozisyon aldı. Hemen arkasında, 18-19 yaşlarında, atletik yapılı bir genç duruyordu. Ben de eşimin birkaç adım gerisindeydim, olan biteni izliyordum.
Otobüs hareket ettiğinde, kalabalık iyice sıkıştı. Eşimin yüzüne bakıyordum; önce sakin görünüyordu, ama birkaç dakika içinde yanakları al al olmaya başladı. Sıcaktan mı, yoksa başka bir şeyden mi, emin değildim. Genç, eşimin arkasında hafifçe hareket etmeye başlamıştı. Eşimin kalçalarına sürtündüğünü tahmin ediyordum, ama kalabalıktan net göremiyordum. Eşimin gözlerindeki o karmaşık ifade, hem utancı hem de gizli bir zevki ele veriyordu. Kalbim hızla çarpıyordu; bir yandan kıskançlık, bir yandan da tuhaf bir heyecan hissediyordum.
Bir sonraki durakta daha fazla insan binince, otobüs tam bir kaosa döndü. Kalabalık, eşimi ve genci birbirine daha çok yaklaştırmıştı. Ben de bu arada eşimin yanına kaymıştım, ama önümde şimdi 17 yaşlarında bir genç kız duruyordu. Kızın dar, seksi kıyafeti başımı döndürmüştü. Hafifçe yana kaydığımda, eşimin arkasındaki gencin durumunu daha net gördüm. Pantolonunun önü, sertleşmiş erkekliğini açıkça belli ediyordu ve bu sertlik, eşimin kalçalarına baskı yapıyordu. Genç, hafif hafif iterek eşimin kalçalarına sürtünüyordu. Eşimin yüzü, zevk ve şaşkınlık arasında gidip geliyordu.
Bu manzara beni çıldırttı. Kontrolümü kaybettim ve önümdeki kıza hafifçe yaklaştım. Sertleşmiş erkekliğimi, onun fark edebileceği şekilde hissettirdim. Kızdan hiçbir tepki gelmeyince cesaretlendim. Bacağımı, onun iki bacağının arasına hafifçe soktum ve bacak arısına baskı yapmaya başladım. Kız, sessiz kaldı; hatta sanki bu durum hoşuna gitmiş gibiydi, çünkü geri çekilmedi. O sırada eşime baktım; onun durumu daha da ileri gitmişti. Gencin hareketleri hızlanmış, eşimin kalçalarına daha kararlı bir şekilde sürtünüyordu. Eşimin gözleri yarı kapalıydı, dudaklarını ısırıyordu. O an, bu deneyimin onu ne kadar etkilediğini anladım.
Ama bir yandan da içimde bir endişe belirdi. Ya bu iş çığırından çıkarsa? Eşimin elini hafifçe sıkarak, bir sonraki durakta ineceğimizin sinyalini verdim. Otobüs durduğunda, kendimizi zor dışarı attık. Eşimle göz göze geldik; ikimiz de nefes nefeseydik. Eve giderken tek kelime konuşmadık, ama aramızdaki elektrik hissediliyordu.
Eve vardığımızda, kapıyı kapatır kapatmaz birbirimize saldırdık. İlk yıllardaki gibi, tutku dolu, vahşi bir seks yaşadık. Eşim, yatakta nefes nefese, “Bunu nasıl kabul ettim bilmiyorum, ama inanılmazdı,” dedi. Ona, bu deneyimin onu nasıl etkilediğini sordum. Utana sıkıla, “Başta korktum, ama sonra… Zevk aldım,” diye itiraf etti. Ben de ona, önümdeki kızla olan anımı anlattım. Güldü, “Sen de tam bir sapık olmuşsun!” dedi, ama sesinde yargı değil, şakacı bir hayranlık vardı.
O günden sonra, bu yöntemi sık sık uygulamadık, ama arada bir, seks hayatımıza renk katmak için kalabalık otobüslerde bu oyunu oynuyoruz. Her seferinde, eve döndüğümüzde aynı ateşi yeniden yaşıyoruz. Bu deneyimler, evliliğimizi yeniden canlandırdı. Belki bazıları için tuhaf, ama bizim için bu, birbirimize duyduğumuz sevgiyi ve macerayı korumanın bir yolu.
Bir yanıt yazın