Karşı Apartmanda Fantezi Dolu Eğlence

O akşam, evde yalnızdım ve can sıkıntısından pencereden dışarıyı seyrediyordum. Karşı apartmanın birinci katındaki dairede, loş ışıklar altında bir hareketlilik dikkatimi çekti. Pencereden bakmamla irkilmem bir oldu; bir adam, elinde bıçakla bir kadını kovalıyordu. İkisi de yarı çıplaktı; adam sadece şortla, kadın ise ince bir gömlekle koşuşturuyordu. Kalbim küt küt atmaya başladı. “Bu ne lan?” diye düşündüm, panikle. Kadının tehlikede olduğunu düşünerek, hemen dışarı fırladım, apartmanın merdivenlerini ikişer ikişer çıktım ve kapılarına dayandım. Kapıyı tekmeleyerek kırdım, içeri daldım. Adamı yakasından tuttum, suratına sert bir şamar attım; yere yığıldı. Tam “Ne yapıyorsun ulan!” diye bağıracaktım ki, kadın birden bana saldırdı. “Ne karışıyorsun orospu çocuğu! İnsan kendi evinde fantezisini yaşayamayacak mı?” diye bağırdı. Utancımdan domates gibi kızardım. “Ben… şey… hayatını kurtarmaya çalışıyordum,” diye kekeledim, ama nafile. Kadının öfkeli bakışları altında, özür dileyerek kendimi zor bela dışarı attım. Rezil olmuştum.

Eve döndüğümde, hem utançtan hem de kadının aşağılamalarından dolayı öfkeliydim. Ama bir yandan da, o yarı çıplak halleri, kadının dolgun göğüsleri ve adamın kaslı vücudu aklıma kazınmıştı. Aradan birkaç saat geçti, ama içimdeki huzursuzluk geçmedi. Merak ve bir tuhaf çekimle, tekrar kapılarına dayandım. Bu sefer, daha sakin bir şekilde zili çaldım. Adam kapıyı açtı; iri yarı, bıyıklı, sert bakışlı bir tipti. “Ne istiyorsun?” dedi, kaşlarını çatarak. “Özür dilemeye geldim,” dedim, gülümseyerek. “Ama madem fantezi yapıyorsunuz, belki ben de katılabilirim.” Adam önce şaşırdı, sonra karısına seslendi: “Ayşe, gel bak, misafirimiz var!” Ayşe, ince bir sabahlıkla çıktı; göğüsleri ve kalçaları sabahlığın altında belirgin, gözleri muzip bir parıltıyla doluydu. “Fantezi ha?” dedi, gülerek. “Neden olmasın?”

İçeri girdim, kapıyı kapattım. Ortam sıcaktı, loş ışıklar altında bir elektrik vardı. “Özür yerine, size unutulmaz bir gece yaşatayım,” dedim, kendime güvenim yerine gelmişti. Ayşe, “Hadi bakalım, görelim,” dedi, sabahlığını yavaşça sıyırarak. Gömleğini yırtarcasına açtım; dolgun göğüsleri ortaya çıktı, meme uçları sertleşmişti. “Bağırırlarsa ne olur?” dedim, şakayla karışık. Adam, ki adının Hakan olduğunu öğrendim, “Bağırırlarsa daha eğlenceli olur,” dedi, gülerek. Ayşe’nin göğüslerini avuçladım, sıkıca sıktım; inledi, ama bu zevk dolu bir inlemeydi. Şortumu indirdim, taş gibi olmuş yarağımı Ayşe’nin ağzına uzattım. Kafasını hafifçe çevirdi, ama bu bir oyun gibiydi. Saçlarından tutup yarağımı dudaklarına değdirdim; ağzını açtı, yalamaya başladı. Hakan, bir köşede oturmuş, bizi izliyordu, kendi sikini okşuyordu.

Ayşe, elleri serbestken, koltukta ileri geri hareket ederek yarağımı emiyordu. Saçlarından sıkıca tutup ağzını sikmeye başladım; dudakları, yarağımı sıkıca sarmış, boğazına kadar alıyordu. Hakan, “Bu iş bende kalsın,” diyerek kalktı, ama ben, “Rahat dur, sıra sana da gelir,” dedim, gülerek. Ayşe’yi kucaklayıp yatak odasına götürdüm, yatağa fırlattım. Yüz üstü yatarken, altındaki sabahlığı tamamen çıkardım; çırılçıplak, muhteşem bir manzaraydı. Götünün yuvarlak yanaklarını avuçladım, okşadım, dudaklarımla ısırmaya, yalamaya başladım. Dilimi göt deliğine değdirdiğimde, Ayşe iç geçirdi, kalçalarını hafifçe oynattı. “Geçir artık,” diye mırıldandı, arzudan titriyordu. Yarağımı, kafası şişmiş bir halde, göt deliğine dayadım. Santim santim soktum, kalçalarını avuçlayıp kasıklarıma yapıştırdım. Ayşe inliyordu, “Oh, daha derine!” diye bağırıyordu. Hızla pompalamaya başladım; götü o kadar dardı ki, yarağımı sıkıca sarmıştı. Sağ elimle karnının altından amını avuçladım, klitorisini okşadım. Ayşe, zevkten çıldırmış gibi boşaldı; amı, avuçlarımda pıt pıt atıyordu. Ben de dayanamadım, tüm spermlerimi götüne boşalttım, meniler sızarak çarşafa damladı.

Ayşe, yüz üstü yatarken, banyoya gidip yarağımı yıkadım. Hakan’ı salonda televizyonun karşısına oturttum, “Rahat dur, fantezimiz bitmedi,” dedim, gülerek. Ayşe’nin yanına döndüm; ellerini çözmeye çalışıyordu, ama beni görünce gülümsedi. Onu sırt üstü çevirdim, amını yalamaya başladım. Islak, sıcacık ve traşlıydı; dilimi klitorisine bastırdım, emdim, şapur şupur yaladım. Ayşe, “Devam et, harikasın!” diye inliyordu. Pozisyon değiştirip 69’a geçtik; ben altta, Ayşe üstte. Taşaklarımı avuçladı, yarağımı başından dibine kadar ağzına sokup çıkardı. Ben de amına gömülmüştüm, yüzüm gözüm am suyuna bulanmıştı. Ayşe, defalarca orgazm oldu; ben de bir kez ağzına boşaldım, ama o bırakmadı, yalamaya devam etti. Yarağım tekrar kalktı; iki saat boyunca, ağızlarımız ve organlarımız adeta bir savaş içindeydi. Sonunda, Ayşe’yi bacaklarını ayırıp altıma aldım. Dar amına yarağımı dibine kadar soktum, öylece durdum. Gidip gelmiyordum, sadece bastırıyordum; Ayşe, amının kaslarını sıkıp bırakarak bana muhteşem bir orgazm yaşattı. Bacaklarım titriyordu, zevkten bitmiştim.

Üzerimi giydim, “Bu geceyi unutmayın,” dedim, gülerek. “Tekrar gelir, yine sikerim sizi.” Ayşe ve Hakan, gülümseyerek, “Her zaman bekleriz,” dediler. Evden çıktım, içimde tuhaf bir zafer hissi vardı. Aradan bir ay geçti, ses seda yoktu. Bir akşam kapım çaldı; açtığımda Hakan ve Ayşe karşımdaydı. “Fantezi yapacağız,” dedi Hakan, gülerek. Elinde bir şişe şarap vardı. “Bu sefer sıra bizde,” dedi Ayşe, göz kırparak. Gecenin devamı, başka bir hikayeydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

istanbul escort