Otobüs Yolculuğunda Tutkulu Bir Karşılaşma

Ankara’dan İstanbul’a doğru yola çıkmıştım. Otobüs terminalinin heyecanlı atmosferinde, son dakikada bir yere yerleşmiştim. Tam otobüsler hareket etmek üzereyken, yanıma 40’lı yaşlarında, sarışın, dolgun kalçalı ve iri göğüslü, adeta bir afet-i devran olan bir kadın oturdu. İlk bakışta dikkat çekici bir çekiciliği vardı; orada güvenli bir durma, hafif makyajlı yüzü ve zarif hareketleriyle sanki bir film sahnesinden fırlamış gibiydi. Adının Arzu olduğunu öğrenecektim ama sadece bir yabancının enerjisini hissetmiştim.

İnsan bolluğunda her zaman sağlıklıyım. Biraz sohbet, biraz espriyle ortamın ısınmasını bilirdim. Otobüsün hareketinden kısa bir süre sonra, ufak bir muhabbete başladık. Arzu, İstanbul’da bir arkadaşını ziyaret etmek için yola çıktı. İlk başta masumane başlayan sohbetimiz, aradan daha samimi bir ortama büründü. Espriler, gülmeler sırasında, her yerde şakalaşmaya başlamıştı. O an, otobüsün loş ışıklarının altında, bir şekilde birleşmişti.

Arzu’nun eli, bir yanlışlıkla mı bilinmez, kıvrılmaya değdi. Ama buna değmemişti, sıradan bir temas yoktu. Saatlerdir hareketsiz oturmaktan zaten gergin olan cildim, bu dokunuşla adeta elektriklendi. Organım, sanki “Ben buradayım!” Dercesine tepki verdi. Arzu’nun eli, o an çekilmedi. kusursuz, fermuarını açtı ve bakımlı, ince parmaklarıyla içeri süzüldü. O an, otobüsün karanlık köşesinde, adeta başka bir dünyada görünüyorlar. Oturduğumuz yerde ışık arızalıydı, hava karar vermişti ve kimse bizi fark etmiyordu. Bu, cesaretimizi daha da artırdı.

Bir an gözlerimle otobüsü taradım; herkes kendi dünyasındaydı. Bu cesaretle, Arzu’nun başını aşağıya doğru ittim. İtiraz etmedi, aksine bir şekilde eğildi. Dudakları, o an dev gibi olmuş organımı kavradığında, sanki tüm kanım çekiliyor, başım dönüyordu. Öyle bir şey yoktu ki, ayrıcalıklıydı. Sonunda o güzel dudaklarına patladım. Ama bu, sadece başlangıçtı. Arzu’nun gözlerindeki işaretler, sıranın bende olduğunu söylüyordu.

Tam eteğini, şeritli üçgenini avuçlamaya başlarken, otobüslerin mola yerine mevcuttu. En heyecanlı ve her şey yarım pansiyondur. Telaşla toparlandık. Gözlerimizle çevreyi kolaçan ederken, uzakta, bir köşede bir telefon kulübesi gördük. Diğer yolculara çaktırmadan, koşar adımlarla aşağıya doğru yöneldik.

Kulübeye girer girmez, Arzu eteğini yukarı sıyırdı ve başlangıcı aşağı itti. Hemen işe koyuldum. Dilim, yerlerin içine süzüldü, kenarlarında gezindi. Arzu, çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu. Nefes alışları hızlanıyor, başlangıcımı daha da bastırıyordu. Anladım ki, bir dönemin sonu gelmişti. Sarsılarak boşaldı, ama oyun henüz bitmemişti.

Hemen arkasını çevirdim, eteğini iyice kaldırdım. Fileli külotunu cebime atıyorum. Organlarımı arka deliğine sürmeye başladım. Arzu, “Ne olur, acıtma” diye fısıldadı. Yavaşça, içeride kalır. Ellerim boş durmuyor, göğüslerini biriktiriyordu. Gidip gelmeler arasında, ikimiz de kontrolü kaybettik. Tam o sırada, yan gözle otobüsün hareket ettiğini fark ettiniz. Yolcular binmeye başlamıştı. Hızla toparlanıp otobüse yetiştik.

 

Yolculuk bitiminde, Arzu bana ulaştığı evin adresini verdi. Terminalde, dişlerimiz birleşti ve vedalaştık. Ama bu, onu son olarak göremeyeceğim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

istanbul escort